hesabın var mı? giriş yap

  • televizyon izlemek için yastıklarınızı, cipsinizi, kolanızı, uzaktan kumandanızı ayarladıktan sonra koltuğa kurulduğunuzda televizyonun açma kapama düğmesinin kapalı olduğunu, o huzur veren ı$ığının yanmadığını görmek...

    mut-suz-luk!

  • bir ik şirketinde grup mülakatı yapılmaktadır;

    soru: insan olmasaydınız ne olurdunuz??!!
    çeşitli garip adaylar:
    x: ben at olurdum atlar sadıktır..
    y:ben aslan olurdum çünkü lider özellikliyim..
    z:ben karınca olurdum çünkü çalışmaktan hiç kaçınmam..
    t:ben güneş olup insanların enerjisini yüksek tutardım
    w: ben kartal olurdum çünkü görüşü keskindir..

    ve kaçınılmaz son sıra kaasim a gelir

    kaasim:kuş ???!!( ne bilim aq kuş demek geldi içimden)
    insan kaynaklarcı: ne kuşu? (bu nası soru yaaa!!)
    kaasim: deve kuşu hariç herhangi biri olabilir..

    grup baya eğlendi ama beni bidaha arayan tabii ki olmadı ama ben olsam kesin beni arardım..

  • ev almayın, komşu alın. gerçekten özür dilerim. ben ne tavsiye verebilirim ev alan adama lan. o bana versin. şş, nerden buluyosunuz o kadar parayı hacı? evet, fakirim.

  • ilk defa, "bildiklerimi anlatacağım" dediği zaman doğan çocuklar, pazartesi günü ilkokul birinci sınıfta ikinci döneme başlayacak amk. bir anlatamadı gitti.

  • kendi %70 aşırı sağın olduğu bir ülkede yaşayan türkleri neden bu kadar endişelendirdiğini anlayamadığım siyasetçi.

    türkiye'de %70 aşırı sağ var, bence bununla dertlenin. abd'nin dna'sında özgürlük var, hukuk var. abd'nin başına değil trump, hitler gelse bile bir şey olmaz. almanya'ya bakın 15 sene hitler idaresinde yaşadılar ama bugün dünyanın yine en ileri ülkelerinden biri oldular.

    siyasetçiler değil, halk önemli yani. trump seçilirse hiçbir şey olmaz. abd'liler farklı dinden insanların kafasını kesmeye başlamaz. ama türkiye'de obama'yı bile iktidara oturtsan erzurum'da oruç tutmayanı dövmeye devam ederler.

  • başlığı sadece içimi dökmek için açıyorum.

    bundan 2 gün önce annemi telefon dolandırıcıları aramış ve telefonda korkutmuşlar. telefonuna gelen şifreyi onaylamasını istemişler ve büyük miktarda parasını almışlar. 2 gündür ağlıyor ve onu teselli edebilecek hiçbir şey söyleyemiyorum. banka, işlem onaylandığı için hiçbir şey yapamayacağını söylemiş. savcılık ve polis de "bu tür dolandırıcılıklar çok oluyor, yakalanmadığı müddetçe bir şey yapamayız" deyip yardımcı olamamışlar.

    bu başlığı para yardımı ya da rezalet başlığı olsun diye açmadım. o yüzden kişisel bilgilere, hikayenin ayrıntılarına girmeyeceğim. ilgili başlığı verip bitiriyorum.

    (bkz: telefon dolandırıcılarının yakalanmaması)

    giden para olsun, can yakıcı bir miktar olsa da sağlıktan önemli değil diye düşünüyorum. ama annemi bu kadar üzdükleri, emekli maaşından başka bir şeyi olmayan yaşlı bir kadını sabahlara dek ağlattıkları için öfkeliyim. onun başına sırf bu üzüntüden ötürü bir şey gelir diye kahroluyorum.

  • benim için en büyük gösterge şudur; ben ve eşim boğaziçi mezunuyuz. ben 2005 mezunuyum, eşim 2007. ikimizde yönetici pozisyonunda, meslektaşlarımızın çalışmak isteyecekleri sektörlerinde başarılı kurumlarda çalışıyoruz.
    biz bu ülkede helal para ile ev alamıyoruz. paramız yetmiyor. bence ekonomik kriz bu. biz alamıyorsak kim alabiliyor çok merak ediyorum.

  • ulkemizin, suriyelilere 35 milyar dolar harcadigini, (gercekte 40 milyar dolar ustu) gerekirse bir o kadar daha, dusunmeden harcayacaklarini soyleyen, ustune bu parayi, elinin kiriymis, onemsiz bir paraymis gibi anlatan kisi.

    ama ayni sekilde, nasil oluyorsa, karadenizde bulunmus olan, ulkeye 50-60 milyar dolarlik (maliyetler sonrasi) ek kaynak saglayacak olan gazi da, ulkemizde cag degisti, eksenimiz tur atti, turkiye costu, yepisyeni bir doneme girdi diye anlatan kisi.

    ben tam anlamadim. yani, su ekonomik sorunlarla bogusan ulkemin, vergileri vs ile toplanan paralarindan, sen 35-40 milyar dolarini surilere gomdun? ve dedin ki normal. ama benzer miktarda gazla ek kaynak bulunca, ulke saha kalkti oyle mi?

    ben bisi demiyorum. do the math. (diploma onemli)

  • bakın şaka yapmıyorum!
    ciddi anlamda hayat kalitemizi aşağı çektiler. yaşayabilmek ve zorunlu ihtiyaçlarımızı karşılayabilmek için zevklerimizden ve hobilerimizden uzaklaştırdılar.

    modern kölelikten bahsederken, şu an resmen bitik haldeyiz, gerçek anlamda köle gibi olduk. ufak tefek şımarıklıklarımız bile yok oldu.

    bizi bu hale getirenlere öyle güzel(!) şeyler söylüyorum ki, ben bile şaşırıyorum söylediklerime...

  • öyle böyle değil durum.

    45 yaşındayım . ben burdaki gençlerin çoğunun görmediği krizleri gördüm 1994 , 2001 . 2007ama böyle bir kriz hiç ama hiç görmedim.

    ak kafalara sorarsanız size 2001 krizini anlatırlar yakın zamanda yaşanmış en büyük kriz olarak . 2001 kötüydü ama bu krizin tırnağı bile olamazdı. 2001 de insanlar kalmadı ulan.

    evet kriz vardı ama o krizin en çok vurduğu adamın sofrasında et de süt de tereyağ da tavuk da peynir de sucuk da kuruyemiş de domates de meyve de olurdu .

    bugün mü

    bugün yumurtanın koli fiyatı uçmuş gitmiş , süt e her allahın günü zam geliyor , sıvı yağ el yakıyor , allahın peynir kalıplarının üstüne alarm takacaklar nerdeyse ,kaşar o bildiğiniz kaşar '' lüks tüketim malzemesi olmuş haftada iki kahvaltıda bol kaşarlı tost yemek zengin işi , az buçuk yenilesi etin ve et ürünlerinin fiyatı delirmiş zaten. çocukların en sevdiği yemekler listesinde olan '' köfte _patates'' i hayatında doya doya yememiş 10 yaşının altında yüzbinlerce çocuk yoksa bu ülkede allah belamı versin . yahu 100 gr lık tereyağı paketi çıkarmışlar nestle çikolatalarına benziyor tereyağı bu ya . anadolu bunun ana vatanı sayılır

    domates , biber, sebze ve meyve zaten ateş pahası.

    eskiden iki alışveriş arabasını temel gıdalar başta ağzına kadar doldurduğunuzda kasada 250 lira öderdiniz. bugün bi marketin kapısından girin üç beş anlamsız şey alın . 2 poşeti zor dolduracak şey 250 lira.

    pes.

    yeter yeminle yazık.

    bi de utanmadan arlanmadan 2023 (!) filan diyorlar. ne 2023 ü. bu zor kış biter ve akp en geç haziran 2021 de halkın önüne gelecek sandıkla ağlaya ağlaya gider . inanmayan trump piçinin sonuna baksın.

    boktan milka çikolata yedi liraya dayanır mı lan . insaf

  • birazcık araştırmacı gazetecilik yapayım dedim az önceki soruyu soran çocuğun adını google'ladım. berhat okta kardeşim tweetleri korumaya almışsın ama şunlar hala duruyor.

    görsel

    24 ocak'ta cumhurbaşkanlığı iletişim başkanlığı ziyaretini tebrik ediyor, ak gençlik yolundaki davanda başarılar diliyorum.

    fotoğraf da varmış, önceden silindiği için kalite düşük, ama çok sürpriz bir isim var; görsel

  • harika bir fantastik bilim kurgu filmi, ama beni tatmin etmeyen bir dune uyarlaması.
    çok güzel setler, kostümler, geniş planlar, devasa uzay gemileri, koca binalar. arrival, blade runner 2049 gibi filmlerden zaten aşinayız buna. peki hikaye anlatımı?

    daha uzun yıllar önce, film hakları daha legendary’e satılmadan önce bile bir yeni dune filmi vardı imdb de, sürekli ötelenen, ne yönetmeni belli, ne oyuncusu. onu dahi stalklardım imdb’den. sonra legendary’e film hakları verildiğinde tüm dürüstlüğümle söylüyorum, bu filmi denis’ye verseler ne muhteşem bir iş çıkartır diye düşünmüştüm. ona teklif edildiğini duyduğumda ise çok sevinmiş idim. ama şu an tam tersi düşünüyorum.

    zira sevgili yönetmenimiz epik sahneler çekeceğim demekten, hikaye anlatımına hiç vakit ayıramamış.
    ilk filmde anlatmadığı şeyleri belki bu filmde anlatır diye umudum vardı. ama sonuç hüsran. bu kadar politika, entrika dolu bir hikayeyi, böylesine hollywood filmi gibi basitçe geçiştirmesi hayal kırıklığı yarattı bende.

    --- spoiler ---

    baharattan başlayalım. nedir abi bu baharat. niye bu kadar onemli? film zerre anlatmıyor. ha, ilk filmde bir cümle ile geçiştiriliyor, lonca kaptanları kullanıyor diye. eminim kimse hatırlamıyordur. ulan bütün olay baharat. spice must flow vurgusuna bir tane bile değinme yok. bütün evren bunun ekseninde dönüyor. bütün zenginler bunun müptelası olmuşu geçtim. uzay yolculuğu, ticaret durur, medeniyet durur bu zıkkım olmadan. impartorlugu bitiren bu. ama film, bunu aman efendim, ya paul hayataysa ve aslında onlara saldıranın impartorluk oldugunu, diger büyük evler aman duymasın gibi sikimsonik netflix baygınlığında bir gerekçeye sokmuş. ulan nerede choam, nerede spacing guild, nerede landsraad.

    babamı sizin öldürdüğünüzü, herkese söylüyecem böğğğ.. bu ne dandiri bi senaryo abi. ula uzay loncası üzerine tek bir şey yok. onlar olmadan, imparator bile yerinden kımıldayamıyor. onların iznine kalmış her şey. kaldı ki lonca kaptanları geleceği seziyorlar, orada paul’u görüyorlar. loncası, bene gesseriti tir tir titriyor olacak şeylerden. baharat biterse hepsinin planları, medeniyet bitecek.

    ama denis abim, paul’un yaşadığını impartora mühürlü bir mektup yollayarak, imparatorun oraya gittiğini göstermeyi seçiyor. lan ne alaka. imparatorun oraya gelmesi aynı zamanda harkonnen planının bi parçası.

    lakin gel gelelim bir sürü insan da bunu afiyetle yemiş. bravo denis. nasılsa baktın, millet netflix, marvelle aptala dönmüş . ne versem yutacaklar zaten diyorsun. haklısın da.

    düşünün, atıyorum, ırak’ta, suriye’de bir orgut çıkıyor. katliamlar yapıyor. sonra lideri amerikan başkanını tehdit ediyor, bizi aslında zamanında siz olusturmuştunuz, bunu açıklayacağım derse. amerikan başkanı ırak’a mı gider? alır mı lan böyle bi risk? demek ki onu oraya götürecek çok büyük bir şey olması gerekirmiş değil mi? mesela bir anda petrolün tüm dünyada yok olacağını/biteceğini düşünün.

    çok ucuz senaryo, çok. bakın alia niye doğmamıştı, leto 1 neden yoktu, gurney ile jessica arasındaki gerginlik niye yoktu, mentatlar niye yok falan demiyorum. bunlar olmasa da olur. yönetmenin tercihidir. ama sen kitabın ana temasını, baharatın önemini, bunun için dönen plan içinde planları, entrikaları vermezsen, ucuza kaçmış olursun. hiç zaman çok uzardı demeyin bence. 5 dakika nükleer silahların bulunmasını göstermeyebilirdin, cümle içinde geçir bitir. ama yoo denis abim görsel şov yapacak.

    tam 1 saat fremen köyüne konuk olmak zorunda değildik. bu tarfı daha hızlandırılmış olarak anlatabilirdin.

    kwisatz haderach olmuşsun sen artık. bu sahneyi bundan daha basit, ucuz veremezdi herhalde. bir tane arrakis’te deniz gösterdi tamam. lan olm, geçmişte, gelecekte aynı anda olabiliyorsun, bi versene bunu bize doyasıya, timotinin elini göstereceğine bize.

    diyalogları ayrı ucuz veriyor. aslen harkonnen soyu oldugunu, oturmuş kıymaya, yumurtaya zam gelmiş biliyon muydu havasında anlatıyorsun annene. stilgar ile düello yapmamak için, savaşa girmeden önce kılıcınızı kırarmısınız, saçma bir töre ugruna en iyi savaşcılarımızı öldürecek kadar aptal mı oldugumu düşünüyorsunuz temasını, yürürken öyle basit laf gibi agzından kaçırttı mesela. say say bitmez bu özensizlikleri.

    müzikler de, ilk filmin devamı. yeni bir şey yok neredeyse. ha ben bunlara müzik de demiyorum, ses efekti. abicim yapsana oradan, impartorluga ayrı bir tema, arrakis’e ayrı tema, harkonnen’a ayrı temalar. filmden çıkınca kimin zihninde bir müzik kalıyor? çünkü aynı melodiyi evire çevire, başka efektler vererek çevirmiş.
    brian tyler’ın children of dune müziklerini açın dinleyin abicim. miss gibi.

    zaten sci&fi channel’ın 2000 yılında çıkardığı mini seri, tamam bütçe yokmuş, efektler dandiri, oyunculuklar kötü, ama açın bi izleyin hikaye anlatımı nasılmış görün. hatta üstüne children of dune’u izleyin.

    merak ediyorum. bu yeni seri için, 2. kitabı içeren 3. film yolda diyorlar. ne anlatacak orada. hiç bi yatırım yapmadın ki? edward’ı nasıl koyacan, bene teliaxu’yu, ix’i nasıl koyacan içine. insan bi hazırlık yapar ya. muhtemelen anlatmayacak onları da. hayır 2. kitap yanlış hatırlamıyorsam entrika dolu bir de. belki de cihada odaklanır, hepsini geçip bilemiyorum.

    valla sizler keyif aldıysanız, ne ala. ama benim için hüsran oldu bu seri. görsel efekt pornosu.

    --- spoiler ---